Saadet Partisi Milletvekili Aday Tanıtım Web Sitesi https://saadetpartisi.2024secim.com adaysitem.com - Seçim 2023 Thu, 09 Feb 2023 11:12:03 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.3 https://saadetpartisi.2024secim.com/wp-content/uploads/2023/02/fav.jpg Saadet Partisi Milletvekili Aday Tanıtım Web Sitesi https://saadetpartisi.2024secim.com 32 32 Yaşanabilir Bir Türkiye için: KALKINAN ANADOLU PROJESİ https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi-2/ https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi-2/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:12:03 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1192 Yaşanabilir Bir Türkiye için:
KALKINAN ANADOLU PROJESİ

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi-2/feed/ 0
Yaşanabilir Bir Türkiye için: KALKINAN ANADOLU PROJESİ https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi/ https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:11:30 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1189 Yaşanabilir Bir Türkiye için:
KALKINAN ANADOLU PROJESİ

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/yasanabilir-bir-turkiye-icin-kalkinan-anadolu-projesi/feed/ 0
Saadet Partisi Kadın Kollarından örnek proje https://saadetpartisi.2024secim.com/saadet-partisi-kadin-kollarindan-ornek-proje/ https://saadetpartisi.2024secim.com/saadet-partisi-kadin-kollarindan-ornek-proje/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:10:09 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1186 Saadet Partisi Kadın Kolları tarafından başlatılan iklim krizine ve buna bağlı olarak yaşanacak olan kuraklığa dikkat çeken bir projeye Kocaeli Saadet Partisi İl Kadın Kolları projeyi Kocaeli’de uygulamaya başlıyor.

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/saadet-partisi-kadin-kollarindan-ornek-proje/feed/ 0
BU ALÇAK SALDIRI RUTİN İFADELERLE GEÇİŞTİRİLEMEZ https://saadetpartisi.2024secim.com/bu-alcak-saldiri-rutin-ifadelerle-gecistirilemez/ https://saadetpartisi.2024secim.com/bu-alcak-saldiri-rutin-ifadelerle-gecistirilemez/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:07:54 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1183 Partimiz Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Bugün hâlâ terörü konuşuyorsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir.” dedi.

 

Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, parti binamızda düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına İstiklal Caddesi’nde meydana gelen ve Türkiye’yi yasa boğan patlama sonrasında hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Genel Başkanımız, “Hepimizi derinden sarsan hain saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza, değerli İstanbullulara ve aziz milletimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Yaralılara sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Emzikli bebekleri dahi hedef alan terör örgütlerini, siyaset ile şiddet ve terör mefhumlarını birlikte düşünenleri, buna alet olanları ve tüm işbirlikçilerini lanetliyorum” dedi.

 

“Bu Alçak Saldırı Rutin İfadelerle Geçiştirilemez”

 

Terör ile insanlığın, şiddet ile vicdanın, patlama ile siyaset kelimelerinin aynı cümle içerisinde kullanılır hale gelmesinin bile acı verici ve kabul edilemez bir durum olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, öncelikle ama’sız ve fakat’sız herkesin bunu böyle bilmesi ve böyle kabul etmesi gerektiğini, ardından da, kamuoyunun zihninde oluşan tüm soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi.

Sınır güvenliğinden, aksayan istihbarat ve emniyet zafiyetine kadar her sorunun mutlaka cevaplandırılmasının önem arz ettiğine dikkati çeken Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

“Teröristlerin ayakkabı numaralarını dahi bildiklerini iddia edenler, bu hain saldırıyı gerçekleştirenlerin kim olduğunu da herhalde biliyorlardır, bilmeleri gerekir. ‘Mesaj alındı’ cümlesini kuranlar, hangi mesajları aldıklarını ve bunun karşılığında hangi adımları atacaklarını ne zaman açıklayacaklar? Elbette insanlarımızın zihninde daha çok soru ve ayrıntılar var; ancak bu ifade ettiğim konular aydınlatılması ve cevaplarının tatmin edici şekilde verilmesi gerekir. Zira bu alçak saldırı, ‘hesabını soracağız’, ‘en ağır şekilde karşılık vereceğiz’ gibi artık sıkça tekrarlanan rutin ifadelerle ve klasik açıklamalarla geçiştirilemez.”

 

“Bütüncül Bir Bakışla Tedbirler Alınmalıdır”

 

Bu konuda hem kamuoyunun sağlıklı bir şekilde aydınlatılması hem de tekrar tekrar böylesine acıların yaşanmaması için bütüncül bir bakışla tüm tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Genel Başkanımız, “Meselelere bütüncül bakabilmek olmazsa olmazdır. Zira terör; dış politika, adalet, eğitim ve ekonomiden bağımsız düşünülemez. Bu konuların herhangi birindeki zafiyet, bir diğerini etkilemekte; bir yerde yapılan bir yanlış, diğer tüm sonuçları etkilemektedir. Bugün hâlâ terörü konuşuyorsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir. Bugün canımız bir kez daha yandıysa, 2000’li yılların başında Irak ve Afganistan’a ABD müdahalesine yeşil ışık yakanların ve BOP’a figüran olanların hatalarının sonuçlarındandır. İstanbul’un kalbinde bombalar patlıyorsa hâlâ, bunlar Suriye’ye düşen bombalardan bağımsız düşünülemez.” ifadelerine yer verdi.

 

Şahsiyetli bir Dış Politika

 

Eğitim alanında yapılan küçük bir hatanın, diğer tüm alanlarda büyük problemlere neden olacağını ifade eden Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

 

“Adalet duygusunu zedeleyecek en ufak hareket, telafisi mümkün olmayan acılara sebep olur. Ekonomide düzeltilmeyen bir problem, tahmin etmeyeceğiniz zincirleme sıkıntılara yol açar. Dış politikada şahsiyetli bir duruştan verilecek en ufak taviz ise sadece ülkemizi değil, bölgemizde ve yeryüzü üzerinde milyonlarca insanı olumsuz etkileyecek kadar kritik gelişmelere sebebiyet verir. Bu nedenle biz; adalet derken, sadece mahkemelerde davaların doğru ve çabuk sonuçlanmasından bahsetmiyoruz. Ekonomi derken, sadece enflasyondan ve döviz kurundan bahsetmiyoruz. Eğitim derken, sadece okul binalarından bahsetmiyoruz. Şahsiyetli bir dış politika derken ise, asla ama asla sembolik fotoğraflardan, boyla posla verilen pozlardan bahsetmiyoruz.”

 

“Hızlı ve Kalıcı Çözümler Üretmeliyiz”

 

Hepsinden önemlisi 1969’dan bugüne kadar Saadet Kadrolarının “Önce Ahlak ve Maneviyat” derken, burada oluşacak tahribatın her şeyi etkileyeceğinin bilinciyle söylediklerini belirten Karamollaoğlu, ahlaki ve manevi değerlerin yozlaşmasının adaletsizliğe, eğitimsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, teröre ve dış politikada tavizlere yol açtığını, bundan dolayı da bu konuların asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

“Altını bir kez daha çizerek ifade ediyorum; meselelerimizi bir bütün olarak ele almalı, hiçbir alanı ihmal etmeden hızlı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz. Zira insan bir hedefe kilitlendiğinde ister istemez bir gözünü kapatıyor. Bu nedenle, etrafında olan biteni bir bütün olarak göremez. Bu sebeple dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Aynı anda birden çok hedefe kilitlenmeye ve bir bütün olarak politikalarımızı planlamaya ihtiyacımız var.” diyen Karamollaoğlu, “Bizler, Milli Görüşçüler olarak, Saadet Partisi olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Sırtlandığımız yükün ne kadar ağır ve kıymetli olduğunun idraki içindeyiz. Biz, hayatta karşılaştığı her meseleyi ‘seçimde oy getirir mi?’ ölçüsüne vuranlar gibi olamayız!” ‘Terör ile oy kazanmak veya kaybetmek’ kelimeleri aynı cümlede yan yana geldiğinde dahi tüylerimiz ürperir! ‘Bu saldırı kime yarar?’ cümlesini duyduğumuz anda, kan beynimize sıçrar! İnsanların katledildiği bir olay üzerinden seçim hesapları yapıldığında, oy oranları tartıya vurulduğunda hicap duyarız. Biz bu siyasi anlayışı bütünüyle reddediyoruz! Bu sebeple; insan canının, kirli hesaplara rakam olarak yazıldığı çarpık anlayışların canı cehenneme diyoruz! İnsanı, ‘eşref-i mahlukat’ kabul eden inancımız var bizim. Vatandaşlarımız müsterih olsun; kurulan tuzakları bozacak ferasetimiz var bizim! 85 milyonun huzur, barış ve güven içerisinde; ‘İnsanca Yaşam’ süreceği bir Türkiye ahdimiz var bizim! İnanıyoruz ve kararlıyız; Allah’ın izniyle de bunu hep birlikte başaracağız!” şeklinde konuştu.

“Birçok Stres Testinden Birlikte Başarıyla Geçtik”

 

Bu minvalde Millet İttifakı olarak 6 siyasi parti ile çıkılan yolda kararlılıkla yürüdüklerini dile getiren Genel Başkanımız, “14 Kasım Pazartesi günü, 2. turun 2. toplantısını Deva Partisi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Başta ev sahibi Sn. Ali Babacan olmak üzere, değerli genel başkanların her birine bu süreçte gösterdikleri hassasiyet, gayret ve nezaket için teşekkür ediyorum. Siyasetin ilkeler üzerinden yapılabileceğini gösterdik. Ülkemiz için, ortak sorunlarımız karşısında ortak sorumluluklarımızı kuşanabileceğimizi gösterdik; bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. 8. ayını geride bıraktığımız bu süreçte karşılıklı gösterilen dikkat ve rikkat, seçime kadar olan süreç ve seçimin ardından yaşayacağımız dönem için topluma güven ve umut vermektedir.

Birçok stres testinden birlikte başarıyla geçtik, yol haritamız ortaya çıktı, yapacaklarımızın alt yapısı da neredeyse bitti emin olun, şimdi işimiz 8 ay öncesine göre çok daha kolay. Önümüzdeki süreçte kişiler üzerinden siyaset yapanlar dahi, ilkeler üzerinden siyaset yapmanın gereğini ve faydasını anlayacaklardır diye ümit ediyorum” dedi.

 

“Yarının Türkiyesi” için Çalışıyoruz”

 

6’lı masa olarak tüm enerjilerini daha iyi bir Türkiye oluşturabilmek için harcadıklarını ifade eden Karamollaoğlu, “Gerçi 8-9 aydır hiç usanmadan ‘masa dağıldı, dağılıyor, dağılacak’ diyenler anlar mı bilmiyorum. Zira 9 aydır bu masanın dağılacağını umanlar, bir kez daha hayal kırıklığına uğramışlardır. Biz ise yolumuzda kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Hepimizin ortak heyecanı ve ortak motivasyonu, Türkiye’nin geleceğidir. Yarının Türkiye’si için çalışıyoruz ve buradan bir kez daha söz veriyoruz. Yarının Türkiyesi’nde; Herkesin hakkını gözeten adil bir anayasa olacak. Toplumun tüm kesimlerinin huzur, barış ve güven içinde yaşamasını temin edecek bir hukuk sistemi olacak. Fikir, düşünce ve inanç özgürlüğünü mutlak surette teminat altına alan bir hürriyet ortamı olacak. Birilerinin değil, topyekün milletin refahının yükseldiği üretken, yaygın ve güçlü bir ekonomi olacak.” diye konuştu.

 

“Problemlerimizin Çözümü; İktidar, Zihniyet ve Sistem Değişikliği ile Mümkündür”

 

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanının bu masanın belirleyeceği isim olacağını ümit ettiklerini ifade eden Karamollaoğlu, ayrıca bu masa etrafında bir araya gelen siyasi partilerin, parlamento aritmetiğinde de güçlü bir çoğunluk elde ederek, ülkenin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üreteceğine inandığını dile getirdi.

Meseleleri bir bütün olarak ele almak mecburiyetinde olduklarını bildiklerini ve buna göre politikalar oluşturduklarını anlatan Karamollaoğlu, “Kısaca, meselelerimizin çözümünün ancak iktidar olma, anlayış, zihniyet ve sistem değişikliği ile mümkün olduğunun farkındayız. Ekonomide enflasyonla, işsizlikle, yolsuzluklar ve yoksullukla mücadele etmek mümkündür; ancak zihniyet değişmelidir. Adaletsizliklerin, haksızlık ve hukuksuzların önüne geçmek mümkündür; ancak önce sistem değişmelidir. Tarımda, eğitimde, sanayide, sağlıkta ve diğer tüm alanlarda problemlerimizin çözümü mümkündür, ancak önce anlayış değişmelidir.” ifadelerini kullandı.

 

Kararlıyız; Bu Çarpık Düzeni Hep Birlikte Değiştireceğiz

 

Düzeni değiştirme konusunda kararlı olduklarını ve bu doğrultuda adımlar attıklarını belirten Karamollaoğlu, “Zira kaynak var, imkan var, kadro var; yapılmak istendiği takdirde ihtiyacımız olan her şey var. Ülkemiz oldukça zengin, milletimiz ise fazlasıyla kabiliyetlidir. Sadece iş başına gelenlerin öncelikleri ve tercihleri bu yönde olmalıdır. Hem her şey ‘var’, hem hiçbir şey ‘yok’ duygusunu veren bu tabloyu değiştirmek için, zihniyet değişikliğine ihtiyacımız olduğunu tekrar tekrar söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Aziz milletimizin bu seçimde bu kritik kararı vereceğine inanıyoruz, bunun için de hem seçimlere hem de iktidara hazırlık çalışmalarımızı 7/24 azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Saadet Partisi olarak, yeni dönemde üzerimize düşen sorumlulukları bihakkın yerine getirebileceğimize inanıyor; kıymetli vatandaşlarımızın da böyle bir beklenti içinde olduğunu görüyoruz. Kararlıyız; bu çarpık düzeni, bu yanlış zihniyeti hep birlikte değiştireceğiz!” şeklinde konuştu.

 

Genel Başkanımız, konuşmasının sonunda 30 Ekim Pazar günü gerçekleştirdiğimiz kongre sonrasında teşekkül eden yeni dönem başkanlık divanımızı açıkladı.

Seçime gidilen bu dönemde, Başkanlık Divanında bulunan isimlere, GİK’te görev alan tüm herkese büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Genel Başkanımız, “İl ve ilçe başkanlarımıza varıncaya dek bir bütün olarak seçimlere kadar hakikaten 7/24 çalışmak mecburiyetindeyiz” dedi.

Buna göre;

Saadet Partisi Yeni Dönem Başkanlık Divanı

Genel Başkan Vekilimiz, Ekonomik ve Sosyal İşler Başkanımız; Prof.Dr. Sabri Tekir,

Teşkilat Başkanımız; Mahmut Arıkan,

Siyasi İşler Başkanımız; Cafer Güneş,

Seçim İşleri Başkanımız; Hasan Bitmez,

Tanıtım, Medya ve İletişim Başkanımız; Yusuf Sunar,

STK ve Halkla İlişkiler Başkanımız; Fatih Aydın,

Eğitim Başkanımız; Ersan Bilgin,

Dış İlişkiler Başkanımız; Mustafa Kaya,

Mahalli İdareler Başkanımız; Yılmaz Bayat,

Genel Muhasebe ve Mali İşler Başkanımız; Şerafettin Kılıç,

Hukuk İşleri Başkanımız; Bülent Kaya,

Genel Sekreterimiz; Mesut Doğan,

Parti Sözcümüz; Birol Aydın,

Kadın Kolları Başkanımız; Nurgül Beytiye Ekinci,

Gençlik Kolları Başkanımız; Abdulkadir Karaduman,

Denetçilerimiz ise; Yaşar Canbay, Yakup Budak ve Tacettin Çetinkaya olmuştur.

Karamollaoğlu, Tacettin Çetinkaya’nın aynı zamanda MİLKO’lardan da sorumlu olacağını, ayrıca Mehmet Karaman’ın da Planlama ve Koordinasyonla ilgili görevi yürüteceğini vurgulayarak “Allah, ülkemiz ve partimiz için hayırlara vesile kılsın” diye dua ettiğini söyledi.

 

“Saadet Partimiz, Problemleri Çözebilecek Anlayışa, Politikalara ve Tecrübeye Sahiptir”

 

“Arkadaşlarımızın omuzlarında büyük bir sorumluluk var. Ben, bu sorumluluğu bundan önceki dönemde olduğu gibi, bundan sonra da daha büyük bir gayret ve özveriyle yerine getireceklerine inanıyorum” diyen Genel Başkanımız, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Önümüzdeki dönem, artık bu çalışmaların zirveye çıkacağı dönem olacak. Seçime gidiyoruz. En fazla 7-8 aylık bir süre var. Yapılan anketler, Millet İttifakının daha iyi bir gelişme içinde olduğuna işaret etmektedir. Saadet Partimizin, ülkemizin problemlerini çözmekte en etkin politikalara sahip olduğunu bir kez daha söylemeyi görev addediyorum. 50 yılı aşkın bir süreç yaşadı Milli Görüş. Maalesef geçmişte ihtilallerle karşılaştı, siyasi partiler kapatıldı. Bu hareketi başlatan Erbakan Hocamız, birçok kere siyasetten mahkum kılındı ama her seferinde davayı kazandı ve düştüğü yerden ayağa kalkıp koşmaya devam etti. Biz, ondan aldığımız ilhamla; bu davayı neticelendireceğimize inanıyorum. Hepimiz aynı şevk, aynı heyecanla çalışacak ve inşallah hem memleketimizi hem tarihi, kültürel, sosyal bağlarımız olan İslam ülkelerini, hem de bölgemizi ve tüm dünyayı bugün içine sürüklendiği problemlerden kurtaracak anlayışa, politikalara ve tecrübeye Saadet Partimiz sahiptir. Üçü de önemli ama tecrübe bunların başında gelir. Tecrübe olmadan, hangi adımları atacağınız kolay kolay hesap edemezsiniz. Memleketimiz ve insanımız için hayırlı çalışmalara imza atacağımız bir dönem olacağına canı gönülden inanıyor, tüm arkadaşlarıma yüz aklığı ve muvaffakiyetler diliyorum.”

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/bu-alcak-saldiri-rutin-ifadelerle-gecistirilemez/feed/ 0
MİLLETİN İKTİDARINDA SAADET VAR! https://saadetpartisi.2024secim.com/milletin-iktidarinda-saadet-var/ https://saadetpartisi.2024secim.com/milletin-iktidarinda-saadet-var/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:06:43 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1179 Partimizin 8. Olağan Büyük Kongresi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Partimiz Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Sunar, yurt içi ve yurt dışından binlerce Milli Görüş sevdalısının katıldığı kongrede yaptığı konuşmada milletin iktidarında Saadet Partisi olduğunu söyledi.

“Bir yaratmış Allah tüm insanları, Ayrılık fesadın sözünden olur. Ayrı görme gel şu insanoğlunu, Her niyet, kişinin özünden olur. Güneşi bir kuvvet karaltır mı hiç?

Allah, sevmediğini yaratır mı hiç? İnsan olan insan’ darıltır mı hiç? Haksızlık, haksızın yüzünden olur!” dizeleriyle sözlerine başlayan Sunar, “Gerçekleştireceğimiz 8. Olağan Büyük Kongremizin partimize, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Cenab-ı Allah, yapacağımız tüm çalışmalarımızı bereketli kılsın inşallah.” dedi.

Cumhuriyetin “Yeni YüzYılı”nda, Milli Görüş Hareketinin de “İkinci Asrı”nda olduklarını dile getiren Sunar, artık yeni bir başlangıcın şafağında olduklarını vurguladı.

Bugünkü kongrede yeni bir dönemin ilk adımı olarak tarihe geçeceğini belirten Sunar, şöyle devam etti:

“Bizler tarihi müktesebatımıza ve onurlu maziye sahip bir geleneğe karşı sorumlu olan bir siyasi partiyiz. Geleneği geleceğe aktaran köprü, bizleriz. İstiklal Mücadelemizde atılan o kutlu adımlar, 1969’da atılan adımlarla nasıl devamlılık arz ettiyse; bugün attığımız adımlar da, 1969’da atılan o kutlu adımların devamıdır. Bizler bu şuurla çalışmalarımızı sürdürüyor ve bugün atacağımız her adımın da bir asır sonrasını şekillendireceğini aklımızdan hiç ama hiç çıkarmıyoruz.”

Milli Görüşçülerin verdiği sözler olduğunu ifade eden Sunar, “Bizim baş parmaklarımızı kaldırarak Erbakan Hocamıza verdiğimiz sözlerimiz var! “Yaşanabilir bir Türkiye” için ahdimiz var. Aynı zamanda bizim çocuklarımıza, genç kardeşlerimize borcumuz var! “Yeniden büyük Türkiye” sözümüz var ve bizlerin bombalar altında can veren emzikli bebeklere, vatanını terk etmek zorunda kalan milyonlara ve bir dilim ekmeğe muhtaç

insanlara karşı sorumluluğumuz var. “Yeni bir Dünya” kurmak gibi ağır bir sorumluluk var omuzlarımızda. Kararlıyız!” şeklinde konuştu.

 

  • Milletin iktidarında Saadet Var

Adil devleti inşa edecek, adil paylaşımı esas alacak ve herkes için insanca yaşamı mümkün kılma konusunda kararlı olduklarını belirten Sunar, “20. yüzyılın başlarından 1969’a kadar büyük bedeller ödedik, 1969’dan 2000’li yıllarına başına kadar büyük mücadeleler verdik, yine 2000’li yıllardan bugünlere kadar da haksızlıklar karşısında asla susmadık! Şimdi zaman; bu mücadelemizi iktidar ile taçlandırma zamanıdır! Şimdi zaman; yaraları sarma, kazanımlarımızı daha da ileriye taşıma zamanıdır. Şimdi vakit; Milletin İktidarında Saadet vaktidir!” dedi.

Girişte iki dörtlüğünü okuduğu Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş’ın, Ahmet Kaya’nın, Kazım Koyuncu’nun ve Özay Gönlüm’ün türkülerine hep birlikte eşlik edecek bir Türkiye’yi inşa etmeye kararlı olduklarını ifade eden Sunar, “Haksızlıkları gidermek, nimeti ve külfeti adil bir şekilde paylaştırmak için geliyoruz. Genel Başkanımız Sn. Temel Karamollaoğlu’nun liderliğinde, siz değerli teşkilat mensuplarımızın desteği ve aziz milletimizin de teveccühüyle kararlı bir şekilde iktidara yürüyoruz. Kararlıyız, azimliyiz, 7/24 çalışıyoruz ve çalışacağız! ve inanıyoruz ki; hep birlikte, Milletin İktidarında Saadet’i bulacağız!” sözlerine yer verdi.

İşte bu salonun ve salondakilerin bu coşkusunun, heyecanı ve kararlılığının çok şey anlattığını belirten Sunar, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Dünden bugüne davamızın sancaktarları kıymetli büyüklerimiz bugün aramızda. Kendilerine hürmetlerimi arz ediyorum. Aynı zamanda dâr-ı bekâya irtihal eden büyüklerimize de Cenâb-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Her biri ağır bir yükü son nefeslerine kadar omuzlarında taşıdılar. Bugün emanetleri ise bizim omuzlarımızdadır. ‘Türkiye ağır yüktür, kemiği çatırdatır.’ diyor şair ve ekliyor; ‘Türkiye ağır yüktür, bilmeyen ne bilesi…” Evet, Türkiye ağır yüktür! Kemikleri çatlarcasına yüklenenlere selâm olsun! Evet, Milli Görüşçü olmak ağır yüktür! Bilenlere ve gururla taşıyanlara selâm olsun! Evet, bugün Saadet Partili olmak ağır sorumluluktur! Omuzlarında şerefle taşıyanlara selâm olsun. Umuda selâm olsun! Özgürlüğe selâm olsun! Kardeşliğe selâm olsun! Selâm olsun maziye! Selâm olsun âtiye! Ve Ankara’dan selâm olsun 81 ilimize ve 922 ilçemize! Türk’e ve Kürt’e, Alevi’ye ve Sünni’ye, Laz’a ve Çerkez’e; Sağa ve sola, Doğu’ya ve Batı’ya, Kuzey’e ve Güney’e selâm olsun! Bu inançla ve bu kararlılıkla; Sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızın her birini saygı ve sevgiyle selamlıyor; Bir kez daha kongremizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/milletin-iktidarinda-saadet-var/feed/ 0
EKONOMİK REZALETİN SUÇU MARKETLERE ATILIYOR https://saadetpartisi.2024secim.com/ekonomik-rezaletin-sucu-marketlere-atiliyor/ https://saadetpartisi.2024secim.com/ekonomik-rezaletin-sucu-marketlere-atiliyor/#respond Thu, 09 Feb 2023 11:01:24 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1176 Genel Başkan Yardımcımız Şerafettin Kılıç, iktidar tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının tutarsızlığına dikkat çekerek ekonomik sefaletin suçunun marketlere atılmaya çalışıldığını söyledi.

Kılıç, düzenlediği basın toplantısında enflasyonun aile bütçesini nasıl etkilediğini gösterdiği ürünler ve verdiği rakamlarla anlattı.
Resmi enflasyon oranlarının, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklandığını hatırlatan Kılıç, bu verilere göre tüketici fiyatlarında yıllık enflasyonun yüzde 64,27 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Koskoca bir ülke halkının, füze gibi fırlayarak yükselen fiyatların peşinden koşmak zorunda kaldığını belirten Kılıç, şunları kaydetti:
“İktidar ise enflasyon bu kadar yüksek seviyelerde seyrederken, ekonomik gidişatın ve halkın alım gücünün sürekli düşmesinin sorumluluğunu yükleyecek adres arıyor. Şaşırdık mı? Tabi ki hayır. Hükümet yakın zamana kadar ekonomideki sıkıntıların hiçbirini kabul etmiyor, sürekli olarak ‘ekonominin uçtuğunu’, ‘Batılı ülkelerin bizi kıskandığını’ iddia ediyordu. Hayat pahalılığı artık inkâr edilemez noktaya ulaşınca ve vatandaşın da bir numaralı gündemi haline gelince, bu kez ‘günah keçileri’ icat edip suçu onlara yıkma yoluna gittiler.”
Bu durumun ilk örneğinin birkaç sene önceki patates-soğan için kurulan çadırlarda görüldüğüne dikkati çeken Kılıç, şöyle devam etti:
“O dönem ekipler, aldıkları talimatlar gereği depo baskınlarına çıktılar. Aslında önemli bir sektör olan lisanslı depoculuğa yönelik fırsatçılık suçlamaları, bir propaganda ve hedef saptırma olarak yaşandı. Tıpkı bugün olduğu gibi o günlerde de zamlar karşısında çözüm üretemeyen iktidar, kurduğu patates-soğan çadırlarının önünde uzanan kuyrukların nahoş manzarası üzerine bu ürünlerin ticaretini yapanları terörist bile ilan etmişti. Bugün ise hayat pahalılığı perişanlığının sorumluluğundan kurtulmak için yine bir günah keçisi icat etti. Hain ve vurguncu zincir marketler. Verilmek istenen mesaj, her zamanki gibi siyasi iktidarın yaşanan olumsuzluklarda hiçbir sorumluluğunun olmadığı, marketçilerin ve benzeri lobilerin siyasi iktidarı zorda bırakmak için fiyatları bilinçli olarak fahiş şekilde yükselttiğiydi. Oysa elbette ki bu teorilerin akılla, mantıkla ve izanla açıklanması mümkün değil. Milletimizi çaresizlik içinde bırakan, nefes alamaz hale getiren enflasyonun ve ekonomik sefaletin suçu marketlere atılarak sorumluluktan kaçılamaz.”
Bunun yanı sıra iktidarın bir yandan marketlere saldırırken öte yandan ise kendi kontrolündeki herşeyi; başta elektrik, doğalgaz, mazot, benzin olmak üzere ne kadar harç, vergi ve ceza kalemi varsa hepsini yüzde 200-300 oranında artırdığını ifade eden Kılıç, “Bunu ne ile açıklayacaklar? İktisadi gerçeklere aykırı uygulamalardaki manasız ve sorumsuz ısrar resmi enflasyonu yüzde 64,27’ye taşırken, sokağın enflasyonunun bu rakamın çok ötesinde olduğunu her vatandaş, her gün bizzat yaşayarak görüyor.  Biz de Saadet Partisi olarak her sene, yıllık enflasyon oranlarının açıklandığı bu günlerde bildiğiniz gibi bu çalışmayı yapıyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz. ‘Aile enflasyonu’ olarak nitelendirdiğimiz tanım kapsamında hayatı sürdürmek için gerekli olan temel tüketim maddelerini baz alıyoruz. Bir yıl boyunca aynı marka ürünlerin aynı marketlerde gerçekleşen fiyat artışlarını takip ediyoruz. Yaptığımız yıllık fiyat karşılaştırmaları ile artış oranını tespit ediyoruz. Tabiri caizse ‘hakiki enflasyon’ olarak da bunu açıklıyoruz.” şeklinde konuştu.
Kılıç, temel tüketim maddelerinin son bir yıllık fiyat artışını tabloyla gösterdi.
ÜRÜN
 OCAK 2022 FİYATI
 OCAK 2023 FİYATI
ARTIŞ ORANI
TOZ ŞEKER (2 kg)
16
50
213%
AYÇİÇEK YAĞI (1 litre)
28
48,5
73%
ZEYTİN (Siyah – 500 gr)
14
35
150%
BEYAZ PEYNİR (Klasik – 1 kg)
45
130
189%
KAŞAR PEYNİRİ (1 Kg)
80
170
113%
ÇAY (1 kg)
38
80
111%
PİRİNÇ (Baldo – 1 kg)
13
33
154%
MAKARNA (paket)
5,25
11,75
124%
TUVALET KÂĞIDI (16’lı 3 Katlı)
86
180
109%
DETERJAN (Toz çamaşır – 7 kg)
70
136
94%
DANA ETİ (1 kg)
90
190
111%
TAVUK ETİ (Piliç baget – 1 kg)
28
50
79%
TEREYAĞI (1 kg)
95
200
111%
SALÇA (Domates – 830 gr)
8,25
35
324%
SÜT (1 lt)
10
20
100%
YOĞURT (2 kg)
24
45
88%
BULGUR (Pilavlık – 1 kg)
6,5
16
146%
MERCİMEK (1 kg)
15
27
80%
BAL (Çiçek balı – 850 gr)
35
78
123%
KURUSOĞAN
2,7
11
307%
PATATES (1 kg)
6
11
83%
DOMATES (1 kg)
10
20
100%
YUMURTA (Büyük boy 15’li)
21
40
90%
KURU FASULYE (1 kg)
13,75
35
155%
NOHUT (1 kg)
12
32
167%
KÖMÜR (Yerli – 1 ton)
2000
5200
160%
ZEYTİNYAĞI (2 litre)
130
240
85%
DOĞALGAZ
157%
ELEKTRİK
90%
EKMEK
2,5
5
100%
133%
Yapılan bu çalışmaya göre temel maddelerdeki ortalama artışın yüzde 133 dolaylarında olduğuna dikkati çeken Kılıç, “Enflasyonun sürekli artış seyrinde olması ve ülke ekonomisinin sürüklendiği ortam nedeniyle TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları üzerinde tartışmalar yaşanmaktadır. Çalışanların ücretlerine yapılacak artışlar bakımından da büyük önem taşımasından dolayı TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları yoğun eleştirilere maruz kalmaktadır. Eleştirilerin ne kadar haklı olduğu, açıkladığımız tablodan net şekilde görülmektedir. Bu itibarla, enflasyon oranları böyle olağanüstü bir haldeyken, emekli ve memurlara yapılan zam miktarına karşı ‘el insaf’ demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.” diye konuştu.
AK Parti iktidarı döneminde uygulanan yanlış iktisadi politikaların, halkın çok büyük bir bölümünü korkunç bir hızla, korkunç bir oranda fakirleştirdiğini dile getiren Kılıç, “Kötü ekonomi yönetimi nedeniyle oluşan acı tablonun sorumluluğunu hiçbir şekilde kendinde görmeyen ve iktisada aykırı politikalarını yeni ekonomi modeli sanan kafa yapısıyla, ne enflasyonla mücadele edilebilir ne de ekonomi yönetilebilir. Müthiş bir hızla sürekli geriye giden bir hayat standardı. Sadece sofraları değil, hayatları da kemiren bir enflasyon canavarı. Ve karşımızda gerçeklerin üstünü kapatmaya çalışan çaresiz, sıfırı tüketmiş bir yönetim. Ama biz Saadet Partisi olarak, Türkiye’yi bu uçurumdan çıkarmaya kararlıyız. Enflasyonla mücadelede daha etkin önlemler ve yapısal düzenlemelerle bu tabloyu düzeltmeye, ekonomik yıkıma son vermeye talibiz” ifadelerine yer verdi.
]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/ekonomik-rezaletin-sucu-marketlere-atiliyor/feed/ 0
AK PARTİ İKTİDARI TÜRKİYE EKONOMİSİNİ YÖNETEMİYOR! https://saadetpartisi.2024secim.com/ak-parti-iktidari-turkiye-ekonomisini-yonetemiyor/ https://saadetpartisi.2024secim.com/ak-parti-iktidari-turkiye-ekonomisini-yonetemiyor/#respond Thu, 09 Feb 2023 10:59:59 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1173 Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2022 yılının son basın toplantısını gerçekleştirdiklerini ifade eden Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Tabi son basın toplantısı olunca ister istemez, hem geçen bir yıl içerisinde yaşananlar, gelişmeler ve bu gelişmeler karşısında iktidarın tavrı hem de 2023’te seçime gidiyoruz; bu seçim vesilesiyle atılan birtakım adımlar atıldı. Gönül isterdi ki bu adımlar, daha erken atılsın” ifadelerini kullandı.

İleride Türk siyasi hayatı kaleme alındığında AK Parti iktidarının ne kadar çelişkili bir süreç yürüttüğünü, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu badireli süreçte oynadığı rolün çok daha açık bir şekilde gözler önüne koyulacağını ifade eden Genel Başkanımız, şunları kaydetti:

“Demokratik ülkelerde değişim kaçınılmazdır; eğer dışarıdan bir müdahale olmazsa. 2002 yılında seçime giden ve siyasi hakkı bile olmayan bir kişinin, bugün geldiği noktadaki tavrı, çelişkiyi görmemek mümkün değil; hakikaten inanılmaz! İktidara gelirken kendisi, BOP’un Eşbaşkanı olarak geldiğini deklare etmişti. BOP neydi? Emin olun, bilmediği kanaatindeyim; fakat adı ‘büyük’ olduğu için bu projede yer almak istedi. Ancak BOP’un hedefinde Türkiye vardı! Bizim topraklarımızın bölünmesi, parçalanması, küçük küçük devletlerin oluşması vardı. ABD’den dönerken, Irak müdahalesine verdiği sözü tutmak için bütün kaide ve kuralları o dönemde çiğnedi Sayın Erdoğan. Meclis o dönem müdahaleye izin vermedi ama kendisi tek başına bir çıkış yolu aradı ve bizim hava sahalarımızı, havaalanlarımızı, limanlarımızı ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın silahlı kuvvetlerine açtılar; Meclisin verdiği kararı çiğnediler. Yola çıkarken kullandıkları ifade çok önemli; ‘Biz, Milli Görüş gömleğini çıkarttık’ dediler. Basit bir ifade! Sanki basit bir giysiden ibaretmiş gibi. Ama ne giydiğini de çok açık bir şekilde ortaya koydu. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, Beyaz Saray’a gidemiyor; ama o gün daha yasaklıyken bile poz verdi Beyaz Saray’da! Arkasından da çıkarılan Milli Görüş gömleğinin yerine kendisine ‘Cesaret Madalyası’ verilerek, bir yeni gömlek giydirdiler, Siyonist yapı tarafından giydirildi bu gömlek! Şu söylediklerim bile ne kadar büyük bir felaketin eşiğine geldiğimizi göstermektedir. Çünkü aslında verilen kararlarla Türk ekonomisi çökertildi. Kalkınıyormuş gibi bir hava oluşturuldu ilk başta, bugün geldiğimiz noktayı hepimiz görüyoruz; içler acısı!”

Ülkemizde Adaletten Bahsetmek Mümkün Değil

Türkiye’nin dış politikada bir kargaşanın içine düşürüldüğünü, adaletin tesisinin en önemli mesele olmasına rağmen bugün adalet mefhumunun bile mumla aranır hale geldiğini dile getiren Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, adalete en alt kademeden en üst kademeye kadar her noktada müdahale edildiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu değişiklikleri yaparken yeni bir ekiple, Fethullah Gülen ekibiyle bir iş birliği yaptığına dikkati çeken Genel Başkanımız, “Bugün ‘Fetöcü’ dedikleri ekip, doğrudan doğruya Sayın Erdoğan’ın kendi eliyle inşa ettiği bir ekiptir. Ama 15 Temmuz’dan sonra işler değişti. Bugün Erdoğan’ın yanında bulunmayan birçok insan ‘Fetöcü’ olarak nitelendiriliyor. Böyle bir mantıkla ülke idare edilmez ki, böyle bir mantıkla insanlar tasnif edilmez ki! İşte bugün gelinen noktada ülkemizde adaletten bahsetmek mümkün değildir! Adalet mülkün temelidir ve bu inancımızın gereğidir. Kendileri Milli Görüş gömleğini çıkartırken; ‘biz artık İslami değerlere değil, İslami yapılara önem vereceğiz’ dediler. ‘Cami yapacağız, okul açacağız, başörtüsünün engellenmesine engel olacak tüm tedbirleri alacağız’ fakat İslami değerlere gelince, ahlaka, maneviyata, dürüstlüğe, harama el uzatmamaya, yetimin malına dokunmamaya, yalan söylememeye, iftira etmemeye, israf etmemeye, tüm bu noktalara gelince; ‘artık biz o değerlerin hiçbirine itibar etmeyeceğiz’ dediler!” şeklinde konuştu.

Fikir ve Düşünce Hürriyeti Artık Bir Hayal

Sadece ama sadece kendilerine sadakat gösterenlere mülayim davranıldığını, bu dönemde liyakatin tamamen rafa kalktığını dile getiren Genel Başkanımız, bundan dolayı da problemlerin nerden kaynaklandığını göremediklerini ve o nedenle de problemleri çözemediklerini vurguladı.

Hangi konu ele alınırsa alınsın her geçen gün maalesef bir bataklığın içine sürüklenildiğini belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Fikir ve düşünce hürriyeti artık bir hayal! Eğer sizin düşünceleriniz iktidarın hoşuna gitmiyorsa, her an tehdit altındasınız demektir. Bir kutuplaşma ortamı oluşturuldu. ‘Benden yana mısın, değil misin?’ Hiçbir gerekçe yok, bu kutuplaşma maalesef ülkemizi uçuruma doğru sürüklüyor.” dedi.

Bu İktidarın 2023 Seçimlerini Kazanma Şansı Yok

Bu iktidarın beceriksizleştiğini ve ehil insanlara görev vermediği için problemleri çözemediğini dile getiren Genel Başkanımız, “Bu nedenle artık, AK Parti iktidarının ülkemizin problemlerini çözme ihtimali tamamen ortadan kalktı. Bu iktidarın ister erken, isterse zamanında yapılsın, 2023 seçimlerinde bir daha kazanma şansı yok! Ama eğer seçmen kütükleriyle oynar, sandıklara müdahale edecek kadar aşağılara düşerseniz; ülkeyi nereye götürürsünüz bilemem ama ben artık bu ülkede yaşayanların % 70’inin AK Parti’den ümidini kestiğini görüyorum. İstanbul seçimleri bunun en güzel örneği. Şimdi İstanbul’da kaybettikleri seçimi öç alma mantığıyla değiştirmeye çalışıyorlar; Allah akıl fikir versin! Ekonomide atmaları gereken en önemli adım; lüksten, israftan, şatafattan, yolsuzluğa fırsat veren usullerden vazgeçmektir. Ama maalesef bunlar artık bu iktidarın kimliği haline geldi.” diye konuştu.

Ben Senin Gözündeki Işığa Değil; İsrafa, Yolsuzluğa, Yanlış Kararlara Bakarım

Ekonominin mahvedildiğini ifade eden Genel Başkanımız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üzülüyorum; Sayın Erdoğan’ın Katar’daki futbol turnuvasına büyük bir ekiple gitmesinin mantığı neydi Allah aşkına? Hani biz son 4 takımın içine girmiş olsak, bir noktaya kadar anlaşılırdı fakat o da yok. Ki olsa ne yazar! İşte Arjantin Cumhurbaşkanı, ekonomik yönden ülkesinin sıkıntıda olduğunu bildiği için gitmedi! Sayın Maliye Bakanı; ‘gözümdeki ışıltıya bak’ diyor. Senin gözünde ışık olsa ne yazar, olmasa ne yazar! Ben senin gözündeki ışığa değil, israfa bakarım, yolsuzluğa bakarım, yanlış kararlara bakarım. Şimdi çareyi nerede buluyorlar? Muhalefeti tenkitte! Muhalefet elbette tenkit eder, çünkü iktidarı denetlemek için gözünü açar, yanlışları tespit eder ve kamuoyu ile paylaşır; zaten muhalefetin görevi budur; fakat iktidar bundan çok rahatsız oluyor.”

8500 Lira Bize Göre Yetmez

Özellikle ekonomi noktasında sıkıntıların başını alıp gittiğine değinen Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Şimdi mesela asgari ücret tespiti için aylarca konuşuluyor, kaç kere toplantı yapıldı. En sonunda yine açlık sınırında bir rakamı, asgari ücret olarak belirlediler. Evet az bir rakam değil; ama emin olun birkaç ay içerisinde göreceksiniz yine bu asgari ücret açlık sınırının dahi altında kalacak, ihtiyaç patlayıp gidecek! Neden? Çünkü sistem bozuk! Çünkü almaları icap eden tedbirleri almıyorlar. İsraftan ve yolsuzluktan vazgeçmiyorlar. Siz bu anlayışla ekonomide etkili bir politika ortaya koyamazsınız ki. 8500 lira bize göre yetmez! Her zaman şunu söyledik, ekonomik kıstaslar var. Bir; açlık sınırı. 4 kişilik bir ailenin karnını doyurabilmesi için gerekli miktar, kendileri açıklıyorlar bunu, ne kadar? İşte bugün geldi, 8500 lira civarına dayandı. Bir de yoksulluk sınırı var ama. O da şu anda 22 bin lira civarında. Normalde bir ülkede çalışan insanlar en az yoksulluk sınırında bir ücret almaları gerekir. Bugün devlette çalışan memurların bile birçoğu o rakamı alamıyorlar. Bu durum, ülkemizin bir bütün olarak yokluğa mahkum edildiğinin en açık delilidir. Çok açık söylüyoruz: Bizim hedefimiz; en kısa zamanda asgari ücreti yoksulluk sınırına çıkarmaktır. Bu en fazla 5 senede olabilecek bir şey. ‘Bu kadar da ileri gitmeyin’ diyenler olabilir. Fakat Erbakan Hocamızın 1996 yılında iktidara geldiği zaman yaptığı zamları hatırlayın. ‘% 20 ancak verilebilir, % 30 ülkeyi batırır’ denilen bir dönemde Erbakan Hocamız, % 130 zam yaptı. Milli gelirde adil dağılımı benimsediğimiz için, tüm kaynakları tek bir havuzda topladığımız için bunu yapabildik. Bağ-Kurlulara bazı durumlarda % 500 – % 1000 zam yapıldı. Biz Allah’ın izniyle bunu yine yaparız. Çünkü biz hem ekonominin nasıl işlemesi gerektiğini, hangi israflardan kaçınacağımızı, diğer taraftan da üretimi nasıl artıracağımızı biliyoruz. Türkiye, yeni bir yol ayrımına girmek mecburiyetinde, bir seferberlik ilan edilmek mecburiyetinde; yeni yatırımlar yapmak, o yatırımlarla ülkemizi zenginleştirmek ve işsizliği azaltmak hepsi bir bütün.” şeklinde konuştu.

Hâlâ “İtibardan Tasarruf Olmaz” Deniliyor

Doğru karar verildiği takdirde ekonominin düzeleceğini, geçim sıkıntısı azalacağını, insanların bugünkü gibi açlığa mahkum hale gelmeyeceğini, işsizliğin kalmayacağını dile getiren Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, “Şimdi ‘işsizlik yok’ diyorlar! Ama ne kadar insana yardım yapıyorsunuz? 11-12 milyon! Öğrencilerin, esnafın, çiftçinin, besicinin hali acı verici. Ve iktidarın tüm derdi, seçime giderken şu 4-5 ay içerisinde milletin gönlünü kazanabilmek. Bir kez daha ifade ediyorum, ücretlere yapılan zamların birkaç ay içerisinde maalesef eriyeceğini ve yeniden bugünkü şartlara dönüleceğine inanıyorum, daha doğrusu korkuyorum. Çünkü iktidarın kafa yapısı değişmedi! Hâlâ ‘itibardan tasarruf olmaz’ deniliyor. Sayın Erdoğan, bir yerden bir yere gideceği zaman en az peşinden giden 100 tane araç var; camiye giderken de başka bir yere giderken de öyle gidiyor. Yurt dışına giderken en az 6-7 uçakla gidiyor. Birisinde korumalar, birisinde korumaların kullanacağı silahlar, arabalar, bir diğerinde kendi araçları! ABD buna rıza göstermediği için de Washington’a gidemiyor, New York’ta kalıyor” ifadelerine yer verdi.

Dış Politikamızı Değiştirmeye Mecburuz

Türkiye’yi tehdit eden en önemli problemin Büyük Ortadoğu Projesi olduğuna dikkati çeken Genel Başkanımız, şöyle devam etti:

“Aslında bu projenin adı Büyük İsrail Projesi’dir. Bu projenin farkına varılmadan, ülkemizin bölünmeden kurtulması mümkün değil! Irak’ı mahvettik, biz mahvettik. 1,5 milyon insan katledildi! O katledenlere Sayın Erdoğan dua etti, sağ-salim memleketlerine dönebilmeleri için, üstelik bir de bunu yazılı yaptı! Suriye’nin hali ortada, darmadağın oldu! Eğer bunlar olmasaydı bugün bu bölgede huzur olurdu, barış olurdu. İşte Libya! Yemen, sürekli bir çatışma ortamında! Keşmir, perişan! Biz elbette geçmişten bugüne kuvvetli bağlarımız olan bu ülkelerle bağlarımızı kuvvetlendirmek mecburiyetindeyiz. 1997 yılında D-8’leri Erbakan Hocamız bunun için kurmuştu. Eğer biz bu birlikteliğimizi güçlendirebilseydik bugün bambaşka bir dünya olurdu karşımızda. Ama D-8’leri ağzına bile almadı Sayın Erdoğan! Neden? Çünkü D-8 projesi, BOP’a engel olan bir proje! Bu proje ABD ve İsrail’in hoşuna gitmeyen bir proje! Maalesef iki kez, ilki iktidara geldiğinde, İsrail Cumhurbaşkanını mecliste alkışlattı! Ondan sonra İsrail’i ziyarete gitti, ‘Gazze’ye de gideceğim’ dedi ama hala gidemedi! Gidemiyor! Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bir vaadini yerine getiremiyor! Çünkü İsrail buna izin vermiyor! Nasıl güçlü bir ülkeyiz biz! Yeni dönemde de yine İsrail Cumhurbaşkanını getirdi ama bu kez meclise götüremedi, mecliste belki tepki gösterenler olur endişesiyle sarayda ağırladı. Koskoca bir saray inşa ettirdi; saray değil külliye diyorlar. Tekrar tekrar söylüyorum; Osmanlı, Topkapı’dayken dünyaya hükmediyordu. 1800’lerde bu politikasını değiştirip, borç almaya, aldığı borçlarla da saraylar inşa etmeye başladıktan sonra Osmanlı hızla çöktü ve tarihe karıştı. Biz, tümden dış politikamızı yeniden ele almaya, değiştirmeye ve yeniden şekillendirmeye mecburuz.”

Her Yerde ABD Üssü Var

AB üyesi olabilmek için Kıbrıs’ı, bundan 15 yıl önce tümden vermeye razı olduklarını hatırlatan Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Annan Planı’nı biz, Allah rahmet eylesin, Oya Akgönenç Hanım’ı göndererek, buna ‘evet’ demeyin dedik, anlatamadık.  İktidar da gitti, ‘evet’ deyin diye çaba gösterdi. İşin garip tarafı ‘evet’ diyenler Kıbrıs tarafında fazla oldu. Biz buna rıza gösteremeyiz. Ege! Bir zamanlar Yunanlar Ege’de hak iddia ettiler, Kardak adalarına bile asker çıkardılar. Sonra Tansu Çiller Hanım, ‘biz buna izin vermeyiz’ dedi. Şimdi ne diyor yine bu iktidar? ‘Biz buraya yerleşmenize izin vermeyiz’ Aldılar ya, yerleştiler! Hangi kafayla siz böyle diyorsunuz, adamlar yerleşti ya! Onları oradan çıkarmak istiyorsanız, savaşmak mecburiyetindesiniz, lafla olmaz bu işler! Ege’yi bütünüyle Yunanistan’a terk ettiler, Allah’tan korkmak icap eder! ABD, bu bölgeye yerleşti, en az 14-15 üssü var. Girit’te, yepyeni dev gibi bir üs kurdu! Her yerde ABD üssü var. ABD’nin deniz kuvvetleri bütünüyle Doğu Akdeniz’e ve Ege’ye yerleşmiş durumda! Şimdilerde Sayın Erdoğan, ya telefonla ya da bizzat Avrupa’yı dolaşıp duruyor. Bir Rusya’ya, bir Ukrayna’ya, bir bilmem nereye! Çok dolaşmakla problem çözülür diye bir kural yok, bunu bilmesi gerekir. İnsanlarla selamlaşmak, kucaklaşmak iyi bir şeydir; ama siz isabetli adımlar atmazsanız bunların hiçbir faydası olmaz!” şeklinde konuştu.

İktidarın Öngördükleri ile Gerçekleşenler Arasındaki Fark

AK Parti iktidarının OVP’de 2022 yılı için öngördüğü enflasyonun % 65 olduğunu ama maalesef bugün resmi rakamlara göre dahi % 84’e çıktığını, bağımsız kuruluşların yaptığı araştırmalarda ise hep 3 haneli olduğunu belirten Genel Başkanımız, “KKM’ı getirdiler, MB faizlerini düşürmeye başladıkları için, ortalık karıştı, millet havadan para kazanmaya başladı! Ek bütçeye 40 milyar lira ayırmışlardı, şimdi Kur Korumalı Mevduat’ın Hazine’ye yükü 91 milyar lirayı geçti. Müjde dedikleri bu model, kabusa dönüştü. Dış ticaretten bahsedilirken her zaman ihracatı söylüyorlar, ama bunun bir de ithalat tarafı var! Dış ticaret açığı Ocak-Kasım döneminde 99,9 milyar dolarken, önceki yıla göre %153 artışla felaket bir noktaya gelmiş. TCMB verilerine göre cari açık Ekim’de 359 milyon dolarken; 43,5 milyar dolara çıkmış. Konut fiyatları, bu dönemde %189 artmış, yani 3 misline çıkmış! 1 milyona alınan ev, bugün en az 3 milyon!” diye konuştu.

AK Parti İktidarı Türkiye Ekonomisini Yönetemiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlangıçta elinde olan her şeyi sattığı için, bir kaynak elde ettiğini ve o dönemde ümitlenerek 2011 yılında Türkiye’nin, Dünya’nın en büyük 17 ekonomisi arasına girdiğini ifade eden Genel Başkanımız, “Bunu daha da ileriye taşıyacağını, ilk 10 arasına gireceğini ifade etti ancak bugün Türkiye, 21. sıraya geriledi. Enflasyon tek haneli rakamlara indirilecekti, bir zamanlar %10,4 seviyelerindeydi bugün TÜİK’e göre % 84’e çıktı. En büyük vaatleri fert başına düşen milli geliri 25 bin dolara çıkartmaktı, maalesef şu anda 10 bin doların bile altına düştü. Bütün bu rakamlar, Ak Parti iktidarının Türkiye ekonomisini yönetemediğini gösteriyor. Parti kapatmalar son bulacaktı, bugün maalesef mahkemelerin önünde birçok dosya var. Yolsuzluklar bütünüyle rafa kalkacaktı, yolsuzluk adeta bu iktidarın kimliği haline geldi. Biz bütün bunlara rağmen; ülkemizin ve milletimizin potansiyeline, birliğine, irfanına güveniyoruz. Biz asla gelecekten ümit kesmiyoruz ve mutlaka vaat ettiğimiz hedefleri gerçekleştireceğimize inanıyoruz. İnşallah seçimlerden sonra, 6 ayda bile Türkiye’nin huzur dönemlerinden birisi yaşanacaktır” ifadelerine yer verdi.

Şans Oyunlarına Harcanan Para Son 3 Yılda 6,2 Kat Arttı

Yıl başı olduğu için özellikle temas etmek istediği bir diğer konunun da şans oyunlarına harcanan paraların artması olduğunu ifade eden Genel Başkanımız, geçimini sağlayamayan, işsiz kalan, perişan hale düşen insanların, Milli Piyango, bilmem internetten şu şu siteden oyunlarla “belki bir kere vururum, bütün problemlerim çözülür” zannederek maalesef, milyarlarca lirasını şans oyunlarına ayırdığını söyledi.

Şans oyunlarına harcanan para miktarında son 3 yılda 6,2 nispetinde bir artış meydana geldiğini ve şans oyunlarından dolayı sıkıntıya düşen insanların sayısının her geçen gün arttığını belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları dile getirdi:

“Bu durum ülkemizde ayrı bir krizin başlangıcı olarak görülmelidir. Bir diğer durum maalesef, İşsizlik Fonu’nda 2014 yılında 37,7 milyar dolar seviyesinde olan rakam, bugün 7,3 milyar dolar seviyesine gerilemiş. Korkunç bir şey! Para bitiyor, bitince ne olacak? Sadece para basıp, piyasaya sürecekler! Maalesef en büyük hazinemiz olan gençliğimiz de bir ümitsizlik havasına girdi. Tarım ve hayvancılık da can çekişiyor. Doğayı tahrip ettik, ümit neye kaldı? Gaza! Şimdi gaza geliyoruz. Öyle bir havaya girdik ki, ooo birdenbire, tam seçime 6 ay kala Karadeniz’de bulduğumuz gaz, milyarlarca dolara tekabül ediyor. 30 yıl bize yetecek, 1 trilyon dolarlık gaz rezervi bulmuşuz! Peki bundan önce bulduklarımız? Doğu Akdeniz’de, Ege’de, birçok yerde biz gaz ve petrol bulmuştuk, ne oldu onlara? Tarihe karıştı! Şimdi yeni gaz. Bizim de milletimize söyleyeceğimiz şey; arkadaş sakın ola gaza gelmeyin! Bizim Türkiye’mizde; okula aç giden evlatlarımız, gelecek ümidini kaybetmiş ve ülkesine küsmüş gençlerimiz, emeklerinin karşılığını alamayan ve yalnızca günü kurtarmak için yaşamak zorunda bırakılan çalışanlarımız, sofrasına koyduğu tabağı doldurmakta zorlanan ev kadınlarımız, siftah yapmadan kepenk indiren esnafımız, masraflarına yetişemediği için tarlasını süremeyen çiftçimiz ve hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalan besicilerimiz, çocuğuna bebek bezi alamayan gözü yaşlı annelerimiz, evine erzak alamayan mahcup babalar ve ailesine yük olmamak için üniversiteyi bırakmak zorunda kalan öğrencilerimiz, adaletsizlikten, hukuksuzluktan usanan 85 milyon insanımız var.”

Kimse Ümitsizliğe Kapılmasın

Yaşanan tüm olumsuzlukları Saadet Partisi’nin giderebileceğini ifade eden Genel Başkanımız, “Biz, tüm bunların ümidi olduğumuza inanıyorum. Kimse ümitsizliğe kapılmasın. Allah nasip ederse, önümüzdeki yıl Sayın Erdoğan’ın iktidarda kalabilmek için göstereceği tüm çabalara rağmen, inşallah bir yönetim değişikliği olacak. Anketler şuymuş, buymuş dese de; şunu bilin ki insanımızın büyük bir kısmı artık iktidardan ümidini kesmiş durumda. Bu iktidar problemleri çözemiyor, çözemedi, özellikle son 5-6 yıldır, hatta 10 sene diyebiliriz, pusulasını bütünüyle kaybetti. Sayın Erdoğan’ın yola çıktığı arkadaşlarının % 99’u yanından ayrıldı. GELECEK ve DEVA partileri kendiliğinden oluşmadı ki! Bunlar geçmişte Erdoğan ile birlikte çalışan insanlar ama ümitlerini kestiler, artık bu gidişatla Türkiye’nin bir yere varamayacağını gördüler. İşte 6’lı masa bu gidişatı durdurmak ve sırf bu sistemi değiştirmek isteyen partiler tarafından kurulan bir masa” dedi.

6’lı Masa Olarak Birlikteliğimizi Devam Ettireceğiz

Tek adam rejiminin ülkeye bir fayda sağlamadığını gördüklerini ve yeniden tedbirleri alarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçme kararı aldıklarını hatırlatan Genel Başkanımız, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Tüm çabalara rağmen bu kararı, bu birlikteliğimizi devam ettireceğiz, ben buna inanıyorum. Özellikle iktidar yanlısı medya gruplarına bakarsanız; ‘oooo, masa bitti, bunlar birlikte yürüyemezler’ Nerden çıkardınız? Siz bunun için yatıp-kalkıp dua edebilirsiniz, gerçi siz dua etmeyi de beceremezsiniz, yalan söylemeyi şiar edinmişsin, yalan söyleyen adam dua etse ne olacak? Şu bilinsin ki, inşallah önümüzdeki seçimden sonra Türkiye’de şartlar tamamen değişecek, normale dönecek, herkes düşündüğünü rahatlıkla söyleyecek, bir sıkıntı olduğu zaman, ister devletle, ister kendi aralarında, mahkemeye gittiği zaman hakkını alacağından emin olacak! Bu şartları oluşturacağız mutlaka! Ekonomide israf ve yolsuzluk bütünüyle ortadan kalkacak. Ekonomi, üretim bazlı bir modele dönüşecek. Devlet de tüm kaynaklarını bu yolda yatırım yapmak isteyen girişimcilere tahsis edecek. Biz bir bütün olarak Edirne’den Kars ve Ardahan’a kadar, Iğdır ve Hakkari’den Muğla ve Antalya’ya kadar, ülkenin tamamında üretime dönük yatırımlarla ülkemizi kalkındırmayı bir görev addediyoruz. Ve böylece artacak Milli Gelirden de milletimizin kendisi istifade edecek. Hiç kimsenin tereddüdü olmasın. 6’lı Masa’nın çalışmaları devam ediyor, önümüzdeki ayın 5’inde, biraz geciken toplantımızı inşallah gerçekleştireceğiz ve bu birlikteliğimiz bize güç katacak. Bu düşüncelerle; 2023 yılının ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olacak bir yıl olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum.”

]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/ak-parti-iktidari-turkiye-ekonomisini-yonetemiyor/feed/ 0
SÖZDE YERLİ VE MİLLİLER https://saadetpartisi.2024secim.com/sozde-yerli-ve-milliler/ https://saadetpartisi.2024secim.com/sozde-yerli-ve-milliler/#respond Thu, 09 Feb 2023 10:58:46 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1170 Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin, bir yol ayrımında olduğunu dile getiren Genel Başkanımız Karamollaoğlu, adaletten ekonomiye, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, güvenlikten dış politikaya varıncaya dek bir ‘makas değiştirme zamanı’nın çoktan geldiğini vurguladı.
Zira bu trenin gittiği yönün yanlış olduğunu ifade eden Genel Başkanımız, “Karşıdan görünen ışığı, algılarla tünelden çıkış emaresi gibi göstermeye çalışsalar da; görünen o ışık, karşıdan son sürat gelen bir başka trenin ışığıdır ve toslamaya ramak kalmıştır. Enflasyondaki baz etkisini, ‘enflasyonu düşürdük’ diye takdim etmeye çalışsalar da çarşı-pazarın durumu ortadadır. Zira fiyatlar artık cep değil, can yakıyor! Gerçekte olan şudur: Enflasyon değil, ‘enflasyondaki artış hızı’ düştü. Ve bu bir başarı değil, bir başarısızlık hikayesidir aslında. Ekonomi bir tepeden aşağı hızla yuvarlanmakta iken, siz sadece seyrettiniz ve kendi kendine hızının kesilmesini beklediniz demektir. Peki sonuç; sert bir şekilde yere çakılmak! Şimdi, Eylül 2021’den Aralık 2022’ye, bazı kalemlerdeki 15 aylık fiyat artışlarını sizlerle paylaşmak istiyorum; Patateste % 213, süt, peynir ve yumurtada % 150 ekmekte % 125 doğalgazda % 168, şeker ve pirinçte % 155, sebzede % 133 ve burada tek tek sayamayacağım kadar uzun bir listenin diğer tüm kalemlerinde hep % 100’ün üzerinde artışlar söz konusu. Ama sözde enflasyonu düşürmüşler! Peki borç ve faiz konusunda ne durumdayız? 2020 yılında yıllık % 4,45 faiz ile dış borç alabilirken; 2023 yılında yıllık 9,75 faiz oranı ile dış borçlanma yapabiliyoruz. Ama sözde faizle mücadele ediyorlar, IMF’ye de borcumuzu bitirmişler! Kur korumalı mevduat, zorunlu döviz satışı ve döviz talebini sınırlayan politikalara rağmen, 2022 yılında en fazla değer kaybına uğrayan para birimleri arasında Türk Lirası, 3. sırada yer aldı. Ama sözde ‘yerli ve milli’ler!” diye konuştu.
Yeni Döneme Sayılı Günler Kaldı
Türkiye’de başlayacak yeni döneme sayılı günler kaldığını belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Ümit ediyor ve inanıyorum ki gelecek 20 yılımız, geride bıraktığımız 20 yıldan çok daha güzel olacaktır. Saadet Partisi kadroları olarak, buna hem canı gönülden inanıyor hem de bunun gerçekleşmesi için canla başla çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Yeni bir döneme sayılı günler kaldı” dedi.
İktidar ve ortaklarının, TÜİK marifetiyle matematik hesaplarını sil baştan değiştirdikten sonra şimdilerde Türk Dil Kurumu vazifesini de üstlenmeye çalıştıklarını ifade eden Genel Başkanımız, “Ama bir farkla… Kavramların içini boşaltıp, birçok kavrama da kendi çıkarları doğrultusunda anlam yükleyerek… Öyle ki, artık ‘zam’ kelimesini ağızlarına bile almıyorlar; zammın yeni adı ‘güncelleme!’ Güncelleme kavramını çok sevmiş olacaklar ki; artık ‘erken seçim değil, seçim tarihini birazcık güncelleyeceğiz’ diyorlar. Onlar ne derlerse desinler; 500 liralık bir vergi, 2-3 bin liralara çıkmışsa bunun adı zamdır! Onlar hangi planları yaparlarsa yapsınlar; biz her daim seçimlere hazırız! Ve aynı zamanda kararlıyız; yapılacak seçimlerin ardından, hadi onların çok sevdiği kavramla ifade edeyim, bugünkü ucube sistemi de bu yozlaşmış siyasi dili de gün-cel-le-ye-ce-ğiz! Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var! Değişime ve yeni bir başlangıca ihtiyacımız var!” şeklinde konuştu.
İktidar Bloğunun Seçimi Kazanacağı Herhangi Bir Denklem ve Tarih Yoktur
İktidarın seçimi kazanamayacağına vurgu yapan Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Biz seçimlere en avantajlı nasıl ve ne zaman gideriz? Hesabını yapanlara diyoruz ki, sizin seçim kazanacağınız herhangi bir denklem ve tarih kalmamıştır artık! Madem seçim tarihi güncellenecek; hadi buyurun! Bugün seçim kararı alınsın, en geç 2 ay içerisinde de seçime gidelim. Hem o çok merak ettiğiniz adayımızı hemen öğrenin, hem de insanımız artık rahat bir nefes alsın! Bir de 6 siyasi partinin liderleri olarak bizlerden, Cumhur İttifakı’na oy istiyorlar… Hani biz ‘hain’dik, hani biz ‘illet’ ve ‘zillet’ ittifakıydık? Ne oldu şimdi? Meğer şu seçim kaybetme korkusu ve iktidar nimetlerinden bir 5 yıl daha nemalanma arzusu nelere kadirmiş! Dün ‘hain’ ilan ettiklerinizle bugün ‘dost’ olmayı, bugün ‘dostum’ dediklerinize de yarın ‘düşmanım’ diyebilmeyi siz karakter edinmiş olabilirsiniz. Fakat kusura bakmayın, bu bizim siyasi anlayışımıza sığmaz! Siz kendinize yakıştırabilirsiniz fakat bu, bize yakışmaz!” ifadelerini kullandı.
İktidar ve ortaklarının çok büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu seçim akşamı anlayacağını dile getiren Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Olmaz da, hadi diyelim ki biz genel başkanlar; Sn. Bahçeli’yi kırmayıp, Sn. Erdoğan’a birer tane oy verelim desek… Bu, kendilerini kurtarır mı zannediyorlar? Mafya-siyaset-uyuşturucu üçgeninin yeniden gündeme geldiği bu kirli düzene; bugüne kadar Ak Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerimiz, bir dönem daha oy verecek mi zannediyorlar? Gencecik bir akademisyenin başkent Ankara’da, sokak ortasında katledildiği bir olayda; milletvekili, özel harekât polisi ve uyuşturucu bağımlılarının aynı cümlede bir araya gelişine Cumhur İttifakı seçmeni vatandaşlarımız sessiz, tepkisiz kalır mı zannediyorlar? Bugüne kadar eleştirdikleri ne varsa, zamanla ona dönüşen Ak Parti iktidarına 2002’den bugüne samimiyetle oy veren kardeşlerimiz, bir dönem daha destek verir mi zannediyorlar? Vali ile parti il başkanı, rektör ile parti sözcüsü, bürokrat ile parti yöneticisinin kim olduğunun dahi ayırt edilemediği bu sistemin devamına aziz milletimiz razı olur mu zannediyorlar?
Eğer böyle zannediyorlarsa, çok büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını ve bunu da seçim akşamı anlayacaklarını kendilerine şimdiden hatırlatmak isterim.”
Cumhurbaşkanının 85 Milyon İnsanı Gözetmesi Gerekir
İktidara, ortaklarına ve inşa ettikleri bu sistemden nemalanmaya çalışanlara bazı şeylerin hatırlatılmasında fayda olacağını belirten Genel Başkanımız, “Devlet başkadır, parti başka! Devlet hepimizindir! Vali validir, il başkanı da il başkanı! Vali, iktidarın değil devletin ve vatandaşların valisi olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı makamı başkadır, parti genel başkanlığı ise çok başkadır! Sn. Cumhurbaşkanı, 85 milyon insanı gözetmesi ve temsil etmesi gerektiğini unutmamalıdır. ‘Seçmen odaklı’ bakış açısı ile ‘vatandaş odaklı’ bakış açısı çok farklıdır. Ordu, hepimizin ordusu ve gözbebeğidir; üzerinde üniforma taşıyanlara milletimiz her daim saygı gösterir, ‘üniformalılar’ da bu hassasiyeti her daim gözetmek zorundadır! Cevdet Paşa’nın ifadeleriyle; Cümlemiz faniyiz, lâkin devlet-ü millet ve vatan bâkidir!” şeklinde konuştu.
Bir Tarafta Boş Lakırdılar, Diğer Tarafta Boş Tencereler Var
Türkiye’de uzunca zamandır iki gündemli bir ortam olduğuna dikkati çeken Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Bir tarafta iktidarın gündemi, diğer tarafta da aziz milletimizin gerçek gündemi… Bir tarafta boş lakırdılar; diğer tarafta boş tencereler var. Bir tarafta bir avuç insan milyonlarca liralık ihaleleri paylaşırken, diğer tarafta milyonlarca insan bir-iki bin liralık borcunu dahi nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Bakınız, geçen günlerde uluslararası yeni bir rapor yayınlandı. Özetle bu rapor; ‘kriz, zenginlere yaradı’ diyor. Hani ‘kriz yok’ diyenler var ya; işte o yok dedikleri kriz, kendilerine yaradığı için böyle söylüyorlar. OXFAM Raporu’na göre Türkiye’de; en zengin 13 milyarderin serveti, nüfusun yarısının toplam servetinden daha fazla! (38,9 milyar dolara karşılık, 38,5 milyar dolar). Yani 13 kişinin varlığı, 44 milyon insanınkinden fazla. En zengin % 1’in serveti ise, en alttaki % 90’ın servetinin 1,4 katı. Tam bir ‘altta kalanın canı çıksın’ düzeni! Bu düzen; zulüm düzenidir ve mutlaka değişmelidir! Onların söyleminde özne olan ‘biz’, bir avuç insan iken; bizim söylem ve anlayışımızda özne olan ‘biz’, 85 milyon insanın tamamıdır! Onlar insanı, ‘devletin nesnesi’ kabul eder; biz ise her bir insanımızı ‘devletin öznesi’ kabul ederiz. Onlar bir avuç müteahhidin çıkarını düşünür, biz evinin kirasını ödemekte zorlanan insanımızın derdiyle dertleniriz. Onlar medya patronlarının milyarca dolarlık borçlarını tek kalemde siler, biz televizyon ışığı altında hep birlikte bir odada oturmak zorunda kalan yüz binlerce ailenin hakkını savunuruz. Onlar aldıkları ihaleler üzerinden milyarlarca lira kâr eden enerji şirketlerinin menfaatini gözetir, biz elektrik ve doğalgaz faturalarını ödemekte zorlanan milyonların hakkını gözetiriz. Onlar kendi menfaatlerini önceleyen ‘maddiyatçı siyaset’ anlayışına sahip iken, biz 85 milyon için ‘İnsanca Yaşam’ diyen, ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ diyen bir siyaset anlayışına sahibiz.”
Bu Yolun Sonu Aydınlıktır
Bir de sözde “müjdeler” olduğuna değinen Genel Başkanımız, 20 yıllık uykusundan, ancak iktidarı kaybedeceklerini anlayınca uyanabilenlerin, her hafta, hatta artık her gün bir başka “müjde” açıklamaya başladığını söyledi.
Artık ne yapılırsa yapılsın iş işten geçtiğini ifade eden Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Açıkladıkları şeyler gerçekten müjde olabilecek şeyler değil. Tıpkı ‘parası olmadığı halde lüks bir restorana gidip, garson hesabı getirmesin diye sürekli yeni bir sipariş veren’ birinin halet-i ruhiyesindeler! Ama o hesap er veya geç gelecek! O koltuklarda oturdukları her gün de o hesap daha da kabaracak! Biz o hesabı milletimizin sırtına, hatta gelecek nesillerin omuzlarına yüklemeye çalıştıklarının farkındayız! Milletimiz de farkında ve buna artık müsaade etmeyecek! Artık sayılı günler kaldı. Ülkemizin ve insanımızın problemlerine çözüm üretmek adına çıktığımız bu yolun sonu aydınlıktır diye inanıyorum. Bu yolun sonu değişime ve yeni bir başlangıca çıkıyor. Hızlı bir ihya ve inşa sürecine çıkıyor.” dedi.
Ahlak ve Adalet Eksenli Yeni Bir Dönem
Saadet Partisi olarak tüm kadrolarla, Türkiye’nin dört bir tarafını sokak sokak, dükkan dükkan, ev ev ziyaret edip, insanlarla bir araya geldiklerini ve onları dinlediklerini belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Türkiye’nin ihtiyacı olan politikalarımızı da kendilerine anlatıyor, partimize gösterdikleri ilgiden de büyük memnuniyet duyuyoruz. Aynı zamanda 6 siyasi parti olarak da tüm hazırlıklarımızı tamamlıyor, yol haritamıza artık son şeklini veriyoruz. Çok net ifade ediyorum ki; yeni dönem için biz hazırız, insanımız da ciddi bir beklenti içinde. ‘Yüzergezer değerlere’ sahip olanlar anlamasa da, Türkiye’de ‘ahlak ve adalet eksenli’ yeni bir dönemin zamanı gelmiştir. Herkesi ‘aynılaştırma’ya çalışanlar, bir ‘diğeri’ni asla hesaba katmayanlar anlamasa da, farklılıkların olmasında rahmet ve hikmet vardır. ‘Dediğim dedik’ diyen bir insanı güçlü kabul edenler bilmese de, ‘istişare ve ortak akıl’ her daim tek akıldan evlâdır!” şeklinde konuştu.
Kemikleşmiş Problemlerimizi Çözüme Kavuşturacağız
Siyasette farklı seslerin âhenginin güzel olduğunu ve çoğunluğun değil, çoğulculuğun esas alınması gerektiğini dile getiren Genel Başkanımız, sözlerini şöyle tamamladı:
“Herkes her konuda benimle aynı düşünmeyebilir, ki zaten düşünmek zorunda da değildir. Ancak mutlaka aynı düşüncede olduğumuz konular vardır ve müştereklerimizde buluşabiliriz diyebilmek ülkemizi rahatlatır. Bizler, ‘birlikte yaşama ahlakı’nı ve ortak sorunlarımız karşısında ortak sorumluluklarımızı kuşanarak çıktığımız bu yolda kararlılıkla yürümeye devam ediyoruz. Yıllarca kemikleşmiş problemlerimizi çözüme kavuşturacağımızın, karşıt olduğu şeyi önce eleştiren, sonra karşıt olduğu şeyin dilini kullanmaya başlayan ve en sonunda da karşıt olduğu şeye dönüşenlerden olmayacağımızın, ülkemizin ve insanımızın çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, rahat bir nefes alacağı iklimi tesis edeceğimizin sözünü veriyoruz.”
]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/sozde-yerli-ve-milliler/feed/ 0
DEPREM ÖNCESİNİ YÖNETEMEDİK, EN AZINDAN SONRASI SÜRECİNİ SAĞLIKLI YÖNETELİM https://saadetpartisi.2024secim.com/deprem-oncesini-yonetemedik-en-azindan-sonrasi-surecini-saglikli-yonetelim/ https://saadetpartisi.2024secim.com/deprem-oncesini-yonetemedik-en-azindan-sonrasi-surecini-saglikli-yonetelim/#respond Thu, 09 Feb 2023 10:57:59 +0000 https://saadetpartisi.2024secim.com/?p=1167 Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve birçok ilde de büyük yıkımlara neden olan depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet tarihinin en büyük afetlerinden biri ile karşı karşıya kalındığını belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları söyledi:
“Yüreğimiz yanıyor. Acımız ve kayıplarımız çok ama çok büyük maalesef. Önce Pazarcık merkezli, ardından da Elbistan merkezli depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza Cenâb-ı Allah’tan acil şifalar niyaz ediyor ve depremden olumsuz etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun! Gün, acılarımızı paylaşma günüdür. Gün, dayanışma günüdür, birlik ve beraberlik günüdür. Gün, hep birlikte yaralarımızı sarma günüdür. Gün, topyekûn seferberlik günüdür. Bu felaketin üzerinden de ülke ve millet olarak gelebilir, bu zorlu günleri de birlikte aşabiliriz.”
Hala Enkaz Altında Yardım Elini Bekleyen Kardeşlerimiz Var
İlgili kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların ilk saatlerden itibaren ellerinden gelen çabayı ortaya koyduğuna dikkati çeken Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Ama bilmeliyiz ki; ancak hâlâ enkaz altında kalan ve bu soğukta sokaklarda olan insanlarımız, kendilerine uzatılacak bir eli bekleyen kardeşlerimiz var. Elimizden gelenin çok daha fazlasını yapmak mecburiyetindeyiz, artık hem moloz yığınlarıyla hem soğukla hem de zamanla yarışıyoruz” şeklinde konuştu.
Önümüzdeki Saatler Çok Ama Çok Kritik
Saadet Partisi olarak, depremin hemen ardından kurdukları kriz masası ile süreci an be an takip ettiklerini ifade eden Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, “Tüm imkanlarımızla ve mensuplarımızla seferber olduk. Genel Başkan Yardımcılarımız ve GİK Üyelerimiz deprem bölgelerine intikal ettiler. Her bir ilimizde heyetlerimiz sahadadır. Bölgeden merkezimize aktarılan tüm veri ve talepleri değerlendiriyoruz. Tüm bu veri ve talepleri de resmi kurumlarla paylaşıyoruz. Önümüzdeki saatler artık çok ama çok kritik” ifadelerine yer verdi.
Acilen Tahliye Koridorları Açılmalı
Deprem bölgelerinde yaptıkları incelemeler ışığında öncelikle yapılması gereken hususlar olduğunu belirten Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Kurtarma faaliyetleri ara mahallelere ve sokaklara varıncaya dek ivedilikle yaygınlaştırılmalıdır. Beslenme, ısınma ve barınma ihtiyaçları bir an evvel giderilmeli; yeterli sayıda çadır derhal kurulmalı, kara yoluyla ulaşılması mümkün olmayan bölgelere acilen helikopterlerle ulaşılmalıdır. Acilen her noktada ‘tahliye koridorları’ açılmalı ve talep eden tüm vatandaşlarımız bölgeden çıkarılmalıdır. Kocaeli ve İstanbul başta olmak üzere iş makineleri ve vinç imkanları fazla olan illerimizden takviye ekipmanlar derhal bölgeye sevk edilmelidir. Zira bu bölgelerde hizmete hazır binlerce iş makineleri ve vinç mevcuttur.” açıklamasında bulundu.
Deprem Öncesini Yönetemedik, En Azından Sonrası Sürecini Sağlıklı Yönetelim
Amasız fakatsız, bahanelere asla sığınılmadan, kesinlikle hamaset diline başvurulmadan insanların feryatlarına kulak vermek, başta yetkililer olmak üzere herkesin görevi olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
“Evet bu büyük bir felaket! Ancak Türkiye’miz de büyük bir ülke! Önemli olan husus, imkanlarımızı doğru değerlendirerek, süreci iyi yönetebilmektir. Maalesef deprem öncesi hazırlık sürecini iyi yönetemediğimiz ortada; fakat en azından deprem sonrası süreci sağlıklı yönetmemiz elzemdir. Yani, şimdi atılması gereken adımları çok hızlı bir şekilde atmalıyız. Sözlerimin sonunda, az evvel Sn. Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan OHAL kararına dair de şunu belirtmek isterim. Öncelikle bu sürecin titizlikle takipçisi olacağımızı ifade etmek isterim. Elbette biz böylesine hassas bir süreçte vatandaşımızın lehine olacak her adımın destekçisiyiz. Ancak OHAL yetkilerinin suistimal edilmesine ve bir sansür aracı haline dönüştürülmesine de asla rıza gösteremeyiz. Dualarımız; enkaz altında kurtarılmayı bekleyen kardeşlerimiz için… Temennimiz; bir an evvel depremin açtığı yaraları el birliğiyle sarabilmektir. Cenâb-ı Hâk, yâr ve yardımcımız olsun. Bölgede büyük emek sarf edenlere güç ve kuvvet versin. Afetten etkilenen vatandaşlarımıza da sabırlar ihsan eylesin inşallah.”
]]>
https://saadetpartisi.2024secim.com/deprem-oncesini-yonetemedik-en-azindan-sonrasi-surecini-saglikli-yonetelim/feed/ 0